Daha önce Karadeniz bölgesinde vali olan ve Bizans tahtýný elinde tutan Komnenoslarýn sonuncusu olan Andronikos Komnenos'un (1183-1185) ayaklanan Bizans halký tarafindan tahtan indirilip yerine Angelos hanedanýndan Ýsaakios II(1185-1195)'nin geçmesinden sonra Andronikos Komnenos ve oðlu Manuel vahþi bir þekilde öldürülmüþtü. Manuel'in hapsedilen Aleksius ve David adýndaki iki küçük çocuðu akrabalarý olan Gürcüstan Kraliçesi Thamar tarahndan hapisten kaçýrtýlmýþtý. Thamar çocuklarla birlikte Bizansýn mücevher hazinesini de götürmeye muvaffak olmuþtu. Bu olaydan sonra Gürcüstan sahillerine giden iki kardeþten büyüðü olan Aleksiu 4 yaþýnda idi. Kargaþalýk ve isyanlarýn devam ettiði Ýstanbul 17 Temmuz 1203 tanhinde Haçlýlar tarafýndan iþgal edilerek Aleksius IV. tahta geçirilmiþti. Fakat 1204 Ocak'ýnda Ýstanbul halký isyan ederek Aleksius IV.'yu öldürmüþ ve tabta babasýnýn damadý V.Murtzuphlos'u geçirmiþti. Bu olaydan sonra kendi aralarýnda anlaþan Haçlýlar 13 Nisan 1204'te þehre saldýrarak üç gün þehri yaðmayýp Ýstanbul'da bir Latin devleti kuralar.
Ýstanbul'da bir Latin devieti kurulmasýndan sonra Bizans tahtýnýn varisleri ve asilzadeler Ýstanbul'dan kaçarak sýðýndýklarý bölgelerde yerli halkýn desteði ile Bizans'ýnn devamý sayýlan devletler kurmuþtu. Bunlarýn birisi Thedore Laskaris'ýn Ýznik'te kurduðu devletti.
Bu olay yaþanmadan kýsa bir sure önce Komnenos hanedanýný varisleri olan Aleksius ve kardeþi David sýðýndýklaý Gürcü Kraliçesi Büyük Thamar'ýn (1184-1212) saðladýðý bir ordu ile Doðu Karadeniz sahillerinde ortaya çýkmýþ ve 1204 Nisan'ýnda Trabzon'u ele geçirmiþlerdi.
Büyük kardeþ Aleksius Trabzon'da hükümdarlýðýný ilan ederken küçük olan David sahil boyunca ilerleyerek Samsun ve Sinop'tan sonra Karadeniz Ereðlisini de ele geçirmiþ, fakat Thedore Laskaris tarafýndan daha ileri gitmesine mani olunmuþtu. Ýstanbul'daki Latinlerin de desteðini alan Laskaris Amasra ve Ereðli'yi geri alarak Komnenoslarý Sinop'un batýsýndan atmýþtý.
Bu dönemde Selçuklular devreye girdi ve 1214'de Aleksius'u Sinop önlerinde ele geçirip þehri aldýlar. Daha sonra yüksek bir kurtarmalýk karþýlýðý serbest býrakýlan Aleksius ile yýllýk vergi ödeme, sefer zamaný Selçuklu ordusuna asker gönderme þartlarýný içeren bir anlaþma yapýlýr ve Aleksius Komnenos I. (1204-1222) Selçuk sultanýnýn vasalý sýfatýyla Trabzon tahtýna geri gönderilir.
Sinop Selçuklularýn eline geçtiði için batý ile irtibatý kesilen Komnenoslarýn Bizans tahtýný ele geçirme hayalleri bitmiþ fakat etrafý Türkmenler tarafýndan sarýlmýþ Trabzon civarýndaki sahil þeridinde Selcuklulara tabi bir devlet kurmuþlardý.
Trabzon'daki Komnenoslarla Selçuklularýn arasý Trabzon tahtýndaki Andronikos (1222-1235) zamanýnda Moðollarýn Karadeniz'in kuzey sahillerindeki en önemli ticaret merkezierinden biri olan Suðdak'ýn 1223 yýlýnda Moðollar tafýndan ele geçirilip yaðmalanmasýndan sonra çýkmýþtýr. Andronikos'un donanmasý Suðdak'a giderek gemilerle Moðollar'dan kaçan Suðdaklý Müslüman tüccarlarýn mallarýna el koymuþ ve þehri iþgal etmiþti. Karadeniz'de çýkan bir fýrtýna nedeniyle yaðmalanmýþ mallarla Trabzon'a dönmekte olan donanma Sinop açýklarna düþer ve Sinop donanmasýnýn baþýnda olan Reis Hayton bu gemilere el koyarak Andronikos'un komutanlarýný da esir eder. Anadolu Selçuklu tahtýndaki Alaeddin Keykubad'ýn (1220-1237) Doðu Anadolu sýnýrýnda meþgul olmasýndan istifade eden Andronikos Sinop'un üzerine yürür, þehre saldýrarak civarýný yaðmalar, gemilerini ve esir komutanlarýný kurtarýr.
Bu olayý duyan Alaeddin Keykubad, Reis Hayton komutasýndaki donanmayý denizden, Melik Gýyaseddin Keyhüsrev ve Atabeki Mübarizeddin Ertokuþ komutasýndaki bir orduyuda Gümüþhane-Maçka istikametinde Trabzon'un üzerine gönderir. 1228 yýlýnda denizden ve karadan Trabzon'u kuþatan Selçuklular'ýn þehre hücumlarýnda çok þiddetli çatýþmalar olur ve Reis Hayton ile Keyhüsrev'in amcasý yaralanýr. Þehrin düþmekte olduðu sýrada baþlayan þiddetli bir fýrtýna nedeni ile Trabzon kalesinin iki yanndan akan dereler taþar. Yaðmur ve seller nedeni ile daðýlan Selçuklu ordusu daðlara doðru çekilirken Melik Gýyaseddin Keyhüsrev Maçka bölgesinde köylüler tarafýndan yakalanarak Trabzon'a getirilir.
Andronikos ona iyi davranmýþ ve asker nezaretinde Sultana göndermiþti. Bu dönemde Trabzon, Celaleddin Harzemþah'ý metbu tanýyordu. Selçuklu ordusunun Harzemþah ordusunu 1230'da Yassýçimen'de yenmesinden sonra Harzemþah ordusundan kaçabilenler Trabzon toprakarýna sýðýnmýþlardý. Bu savaþtan sonra tekrar Anadolu Selçuklularý'na baðlý olan Komnenoslar'ýn 200 mýzraklý suvari veya 1000 asker ile Komnenos ailesinden bir ferdi Selçuklu sarayýna göndermekle yükümlü olduklarýný biliyoruz.
Selçuklular'ýn 1243'te Kösedað'da Moðollara yenilmesinden sonra Moðollara tabi olan Trabzon Krallarý 1256'dan itibaren Moðollarýn batýdaki varisi olan Ýihanlýlarla da iyi iliþkiler geliþtirmiþler, Ýlhanlý baþkenti olan Tebriz ile yapýlan ticaret ile iyiyce zenginleþmiþlerdi. 14.yy baþlarýnda bu ticaret Trabzon'da bulunan bir konsul tarafindan idare edilen Ceneviz kolonisinin eline geçmiþti. Bu dönemde Trabzon'da Cenevizlilerden baþka Venedikli tüccarlarýn oluþturduðu bir koloni daha vardý ve her iki grup da özellikle Ýmparator Aleksius II. (1297-1330) zamanýnda birçok imtiyaz elde etmiþlerdi.
Anadolu'da Moðol hakimiyetinin zayýflamasý ve birçok beyliðin ortaya çýltýðý dönemde Trabzon Krallýðý sýnýrlarýný saðlamlaþtýrmak ve geniþletmek için uðraþtý fakat bu çabasý çevredeki Türkmen gruplarý tarafýndan engellendiði gibi Trabzon topraklarý bu gruplarýnýn saldýrýsýna ugradý. 14.yy baþlarýnda iç kelimesi sahil arasýndaki ulaþýmýn yapýldýðý Karadeniz daðlarýndaki geçitler ve bu geçitleri koruyan kaleler birer birer bu gruplarýn eline geçmiþ ve Trabzon Krallýðý topraklarý Samsun'un doðusundan Harþit Çayý'na kadar gerilerken Trabzon'un elinde bu sahillerdeki birkaç kale kalmýþtý.
1277 yýlýnda Sinop'u ele geçirmek isteyen Trabzon Kralý George (1266-1280) bu þehrin civarýndaki Çepniler tarafýndan geri püskürtüldüðü gibi Samsun'un doðusuna kadar olan bölge tamamen Trabzon'un kontrolünden çýkmýþ, Trabzon saraylarýnýn tarihcisi Panaretos'un bize verdigi bilgiye göre KraI John II. Kalo loannes (1280-1297) döneminde Halibyanýn (Ünye bölgesi) tamamý Türklerin kontrolüne girmiþti. Yine Panaretos'un kroniginden izlediðimize göre 1301'de Çepni Lideri Kusdoðan Giresun'a saldýrmýþ, Ordu ve Giresun bölgesini ele geçiren Bayram Bey 1313 ve 1322'de Trabzon üzerine iki sefer düzenlemiþti.
Bayram Bey'in ölümünden sonra yerine geçen oðlu Hacý Emir bu günkü Ordu ve Giresun vilayeti dahilindeki topraklarda 14.yy da Hacý Emir Oðullarý Beyliði'ni kurmuþ ve bu bölgenin Türkleþip Ýslamlaþmasý Bayram Bey ve varisleri tarafýndan temin edildiði için bölge ileriki yüzyýlda Osrnanlý belgelerine "Vilayet-i Bayramlu" olarak kaydedilmiþtir.
Trabzon Krallýðý sýnýrlarýnda faaliyet gösteren gruplardan bin de Büyük Ýlhanlý Veziri Çoban Bey'in soyundan ve bir dönem (1318-1322) Anadolu valiligi yapmýþ, 1322'de Sivas'ta para kestirip baðýmsýzlýðýný ilan etmiþ olan Temurtaþ'ýn oðlu þeyh Hasan-i Küçük'e baðlý olan ve Çobanlu/Çapanlular'a baðlý olduklarý için bu isimle anýlan Türkmenler'dir.1330-31'de Rum Vilayeti (Sivas Bölgesi)'ne yerleþen þeyh Hasan, Þebinkarahisar'ý ele geçirmiþ ve burada kardeþleri ile birlikte mustakil hareket ederek beyliðini kurmuþtu.
1336'da Trabzon üzerine yürüyen Þeyh Hasan Boztepe de þehri savunanlarla büyük bir çarpýþmaya girmiþ fakat aniden yaðmaya baþlayan yaðmurlar nedeni ile geri çekilmek zorunda kalmýþtý. Panaretos bu çarpýþmada Þeyh Hasan'ýn önemli komutanlarýndan biri olan Abdurahman oðlu Rüstem'in öldüðünü bildirir.
Trabzon Krallýðýnýn topraklarýný çevreleyen daðlarda birbirinden ayrý aþiretler halinde yaþayan bir çok Türkmen grubu vardý. Trabzon Krallýðý en önemli gelir kaynaðý olan ticareti canlý tutabilmek için daðlardaki geçitleri kontrol altýnda tutmak istiyor,Türkmenler ise sürüleri için zengin otlaklarýn bulunduðu daðlara yayýlmýþlardý. Anadolu'da siyasi bir birlik yoktu ve Türkmenler küçük beylikiere bölünmüþ, çoðu zaman birbirleri ile savaþýyordu. Arkalarýnda güçlü bir ordu olmayan bu gruplarý daðlardan söküp atmak isteyen Trabzon Krallýðý saldýrýlar düzenliyor hayvanlarýný ve ele geçirdiði Türkmenleri çoluk çocuk demeden ödürüyordu. Saldýrý haberini duyan Türkmenler de derhal toparlanýp intikam için Trabzon topraklarýna giriyor þehrin etrafýna kadar olan yerleri yakýp yýkýp yaðmalýyordu.
1340 yýlýnýn Aðustosunda Trabzon ordusu daðlarda sürülerini yayan Akkoyunlulara saldýrdý ve birçok ganimetler aldý. Temmuz 1341'de ise Akkoyunlular intikam için Trabzon topraklarýna girdi, þehri kuþattý ve çok sayýda insan öldu. Trabzon çýkan bir yangýnla harap olurken ölülerin cesetleri salgýn hastalýklara neden oldu. 1343 yýlýnda tekrar Trabzon'a saldýran Akkoyunlular bu defa da bir netice alamamýþlar, fakat 1348'de þehirde çýkan veba salgýnýnda nüfusun ancak 1/5 i sað kalmýþtý.
Panaretos 1348'de Erzincan Bey'i Ahi Ayna Bey, Bayburt Emiri Rikabdar Mehmet Bey, Akkoyunlu Bey'i Tur Ali Bey ile birlikte Bozdoðan liderliðindeki Çepnilerin Trabzon'a saldýrdýklarýný fakat muvaffak olamadýklarýný kaydeder. Tek baþýna bir netice alamayan Türkmen gruplarýnýn birleþerek Trabzon Krallýðýný ortadan kaldýrmaya yönelineleri karþýsýnda Trabzon Kralý Aleksýus III.(1349-1390)'da onlarý birbirinden ayýrmak ve kendi aralarýndaki çekiþmelerden yararlanýp Trabzon'un müttefiki haline getirmek için yeni bir Siyaset uygulamaya koyulur. Bu Siyasetin en önernli aracý Trabzon sarayýndaki Prensesler idi ve onlarý çevredeki Türkmenlerin liderleri ile evlendirip akrabalýk tesis edecek böylece devletinin ömrünü uzatacaktý.
Onun bu akýllý siyaseti bir çok batýlý tarihçi tarafýndan eleþtirilmiþ ve daha önce bu Siyaseti izlemiþ olan Bizanslý Krallarýn daima gayrimeþru çocuklarýný kullandýklarý yazýlmýþtýr. Oysa Aleksius tüm Anadolunun Türkleþtiðini ve kendi devletinin sahilde adeta izole edildiðini ve bu suni ortamda yaþanýlmasýnýn mümkün olmadýðýný çok iyi teþhis etmiþ ve devletinin Bizans'tan bile daha uzun yaþayabilmesini saðlamýþtý.
Ýlk evlilik 1348'de Trabzon'a saldýran Türkmen ittifakýna yönelikti.1351'de bu ittifakýn önemli gücü ve Trabzon sýnýrýndaki Bayburt'un Sinor köyünü merkez tutmuþ olan Akkoyunlu beylerinden Tur Ali Bey'in oðlu Kutluð Beð ile kýz kardeþi Maria Komnen (Despina Hatun)'u evlendirerek hem ittifaký parçalamýþ hem de arkasýnda sýðýnabileceði güçlü bir müttefik elde etmiþti.
Dede Korkut hikayelerinden Kanlý Kocaoðlu Kanturalý Boyu'na ait olanýnýn iþaret ettiði bu evlilikle temeli atýlan ittifak ilerideki yýllarda baþka evliliklerle devam etmiþti. Kutluð Beð'in oðlu Karayuluð Osman Beð'de Aleksius IV.(1417 - 1429)'un kýzý ile, Karayulug Osman Bey'in torunu Uzun Hasan da 1457'de David (1458-1461) in kýzkardeþi Thedora Komnen (Despina Hatun) ile evlenmiþti.
Trabzon prensesleri ile Türkmen beylerinin evliliklerininn ikincisi Trabzon Krallýðýnýn batýdaki topraklarýný ele geçiren Hacý Emir oðullarý ile ilgili idi. 1356'da Çarþamba bölgesindeki Trabzon üssü Limnia'ya giden Aleksius III. Yasun Burnu'nda 14 Türk'ü öldürmüþtü. Bunun karþýlýðý olarakta 13 Kasým 1357'de Hacý Emir Trabzon üzerine yürümüþ Hamsiköy ve Maçka bölgesini yaðmalamýþtý. Aleksius III. 1358'de kýzkardeþi Thedora Komnen'i Hacý Emir ile evlendirerek onun saldýrýlarýndan da kurtulmayý baþarýr.
Bayburt Emiri Hoca Latif 1360 yýlýnda Gümüþhane bölgesinde bir kale inþa ederek kendisine karþý tedbir oluþturan Trabzon Krallýðýna karþý harekete geçmiþ ve Gümüþhane bölgesinin Dük'ü olan loannes Kabasites'i bozguna uðratmýþtý. 1361 de Trabzon üzerine gelen Hoca Latif, Maçka'nýn Hortokop bölgesinde köylüler tarafýndan tuzaða düþürülür ve öldürülür.
1362 yýlýnda Þebinkarahisar'ý ele geçiren ve Selçuklu soyundan olan Kýlýç Arslan, Kelkit ve Þiran bölgesinde Trabzon Krallýðýnýn elinde olan kalelere yönelmiþti. 1368, 1369, 1373 ve 1374'deki çatýþmalardan sonra bölgeyi kontrolüne alan Kýlýç Arslan 1379'da Trabzon üzerine yürümüþtü.
Kýlýç Arslan'ýn bu seferini Trabzon Kralýný Niksar'ý merkez edinip Samsun'un doðgusunda yer alan ve Yeþilýrmak vadisi ile bu nehrin denize döküldüðü deltadaki topraklarý kontrol eden, Hacý Emirliler ve Kýlýç Arslanla arasýnda çekiþme bulunan Tacettinoðullar Beyliðinin kurucusu Tacettin Bey'in Aleksius III.'nün kýzý Eudokia ile evliliðini engellemek amacýyla yapmýþ olduðunu zannediyoruz zira Kýlýç Arslan'ýn bu akýný esnasýnda Aleksius III. kýzýyla birlikte düðün için yola çýkmýþ ve Giresun'a ulaþmýþtý. Aleksius III. Saldýrý haberini alýnca kýzýný Giresun'da býrakarak Trabzon'a dönmüþ ve gerekli savunma tedbirlerini aldýktan sonra geri dönmüþ ve bu evlilik Ekim 1379'da gerçekleþmiþti.
Trabzon'u tehdit eden bir baþka grup da Harþit vadisini ele geçirerek buraya yerleþsen, Tirebolu ve Vakfýkebir bölgesini kontrolleri altýnda tutan Çepniler idi. Daha önce Sinop ve Samsun bölgesini Trabzon Krallarýnýn istilasýndan kurtaran, kuþdoðan liderliðinde Giresun bölgesini ele geçirmiþ ve Bozdoðan liderliðinde Türkmen ittifakýna katýlarak Trabzon'a saldýrmýþ olan Çepniler Harþit Vadisinin doðu ve batýsýnda yer alan topraklarda bir uç beyliði kurmuþlardý. Panaretos Aleksius III.'nün 4 Mart 1380'de ordusu ile birlikte Çepnilerin, Harþit Vadisi'nin yukarý kesimlerinde Kürtündeki kýþlýklarýna bir baskýn düzenlediðini ve bu kampta esir bazý Trabzonlularý kurtardýðýný yazar.
Aleksius III.'den sonra Trabzon tahtýna geçen Manuel (1390-1417) zamanýnda Yýldýrým Bayezýd Samsun bölgesini Osmanlý topraklarýna katmýþtý. Timur'un hakimiyetini kabul etmek zorunda kalan Manuel, Trabzon bölgesinden geçen Timur'un huzuruna giderek diz çökmüþtü 20 gemiden oluþan bir donanma ile ve Bizans'tan aldýklarý yardýmla Timur'un komutanlarýnýn emrinde Osmanlýlara karþý savaþan Komnenoslar Ankara savaþýnda da Timur'un ordusunda yer almýþlardý.
Ankara savaþýndan sonra 1404 yýlýnda Timur'a giden Ýspanyol elçi Klavijonun verdiði malumata göre Trabzon'da Kaleden baþka biri Cenevizlilere diðeri de Venediklilere ait iki kule vardý. Bu dönemden sonra Trabzon'la Cenevizliler arsýnda bazý sorunlar çiktýðýný biliyoruz. Aleksius IV.(1417-1429) zamanýnda Cenevizler üç kalyonla Trabzon donanmasýný yenmiþ bir manastýrý ele geçirerek silah deposu yapmýþtý. 1418'de Aleksius IV. Cenevizlilere harp tazminatý olarak þarap va fýndýk vermeyi kabul etmek zorunda kalmýþ fakat daha önce tahrib edilmiþ bulunan Cenevizlilere ait kulenin onarýlmasýna müsaade edilmemiþti. Bunun üzerine Kefe'deki Ceneviz konsulü bütün Cenevizlilerin Trabzon'u terk etmesi ve Trabzon'la olan ticaretin durdurulmasýný isteyince bu þatonun onarýmýna baþlanmýþ ve yeni bir savaþ çýkmasý önlenmiþti
|