HZ. ÝBRAHÝM VE TÜRKLER
TEVRAT'ta Hz. ÝBRAHÝM, SAM'ýn soyundan ve TERAH'ýn oðlu olarak gösterilmektedir. ÝSLAM'a göre Hz. ÝBRAHÝM'in babasý AZER'dir. Yani HAZAR TÜRKÜ'dür. Buna göre YAFES'in soyundan olmasý gerekir... Zaten Arap tarihçiler de "gerçek Araplarýn AD, SEMUD, AMALÝKE gibi kabileler olduðunu; Hz. ÝBRAHÝM'in oðlu ÝSMAÝL soyunun sonradan Araplaþmýþ olduðu"nu ifade ederler... (20) Ama farketmez.
TEVRAT'ta geçen TERAH adýnýn da TURHAN veya HERODOT'ta geçen TYRRHEN kelimesine yakýnlýðý açýktýr. Yine TEVRAT'ta ALLAH'ýn Hz. ÝBRAHÝM'e bir hitabý var ki, Hz. NUH'un duasýna cevap gibidir:
- "Seni BÜYÜK MÝLLET edeceðim. Ve seni MUBAREK kýlacaðým. Seni mubarek kýlanlarý, mubarek kýlacaðým. Ve sana lanet edene, lanet edeceðim!.. YERYÜZÜNÜN BÜTÜN KABÝLELERÝ, SENDE MUBAREK OLACAKTIR!.." (Tekvin, 12. Bab)
Bilindiði gibi Hz. ÝBRAHÝM'in HACER adlý cariyesinden Hz. ÝSMAÝL dünyaya geldi. Karýsý Sara'dan da Hz. ÝSHAK doðdu. Hz. ÝSMAÝL yüce Peygamberimiz Hz. MUHAMMED'in atasýdýr. Hz. ÝSHAK da Ýsraillilerin atasýdýr.
Rivayete göre, Hz. ÝBRAHÝM'in KANTURA adýnda bir eþi daha vardý. Bu mubarek kadýn da TÜRK boylarýnýn anasý, atasý idi. Peygamberimiz TÜRKLER'den KANTURA OÐULLARI diye söz ederdi. Hatta bu sebepten 9. Asýrda müslüman olup halife etrafýna toplanmaya baþlýyan TÜRKLER, soylarý sorulduðunda, "Babamýz ÝBRAHÝM, amcamýz ÝSMAÝL" derlerdi!.. (20)
Yahudiler Hz. ÝBRAHÝM'in bu ifadesinin kendilerini kastettiði zehabýna kapýlarak BÜYÜK ÝSRAÝL, hatta DÜNYA HAKÝMÝYETÝ hayali peþinde koþarlar.
Halbuki KUR'AN'daki Yahudiler'i suçlayan ve lânetleyen ifadeler, böyle bir kutsama varsa bile ortadan kalktýðýný göstermektedir. Yahudiler KÝTAB-I MUKADDES'in ZEBUR'dan (MEZMURLAR) sonraki bölümlerde bile kýnanýr. Ve pek çok kere kýyýma ve sürgüne uðramýþlar, ve hiç bir zaman bundan ders almamýþlardýr!.. HZ. ÝBRAHÝM'e yapýlan o ÝLÂHÎ HÝTAP, HZ. NUH'UN DUASI gibi TÜRKLER'i kastetmektedir!.
Öte yandan KUR'AN-I KERÝM'de de TÜRKLER'e iþaret vardýr ve TEVRAT'taki ifadeyi pekiþtirir:
- "Ey iman edenler!..Ýçinizden kim dininden dönerse, (bilsin ki) ALLAH bir kavim getirir ki, onlarý sever. Onlar da O'nu severler...Onlar müminlere karþý mutevazý, kâfirlere karþý zorlu olurlar. ALLAH yolunda cihad ederler. (Kendilerini) yerenlerin çekiþtirmesinden yýlmazlar. Bu (özellik) ALLAH'ýn bir inayetidir ki, onu dilediðine verir." (Maide Suresi, 54. Ayet)
Çok þükür ki, TANRI bu lütfu TÜRKLER'e vermiþtir. Gerçekten de TÜRKLER inananlara karþý son derece mütevazý, onlara saldýran inançsýzlara karþý son derece amansýz olmuþlardýr. Haçlý Seferlerine karþý koyanlar Araplar deðil, TÜRKLER'di!..Arap Fatýmiler Selçuklularý arkadan vurmuþlar, Haçlýlarýn iþini kolaylaþtýrmýþlardý. Haçlýlar bu suretle Hudüs'ü ele geçirip müslümanlarý katletmiþlerdi. (1098)
820 sene sonra 1. Dünya Savaþý'nda Araplar yine TÜRKLER'i arkadan vurmuþlar ve Lavrence'in peþine takýlarak ülkelerini Batýlýlara adeta peþkeþ çekmiþlerdir. (l918)
Bu ihanet sonucunda Ýngiliz ordularý mukaddes topraklara; Kudüs, Mekke, Medine'ye hükmedecek þekilde Arabistan'da söz sahibi oldular. Daha sonra Ýngiliz, Fransýz ve Amerikalýlar Irak, Suriye, Filistin, Mýsýr, Libya, Cezayir, Tunus'u ve bu ülkelerin sahip olduðu zenginlikleri aralarýnda bölüþtüler. Hatta Rus Ýhtilali'ni bahane ederek Gürcistan, Ermenistan, Azerbeycan'a el attýlar. Eðer Türkiye Batý'ya karþý Atatürk liderliðinde direnip galip gelmeseydi; bütün bu bölgede topraklar, zenginliklerin yanýsýra Ýslam da elden gidebilirdi. 700 yýllýk Endülüs'te bir tek müslüman býrakmýyan Batýlý hýristiyanlar zaten bu amaçlarýndan hiç bir zaman vazgeçmemiþlerdir.
Öte yandan Peygamberimizin de Türkler ile ilgili pek çok hadisi vardýr. Bir tanesi þudur:
- "Sizler (Araplar) deriden çarýk giyen bir kavimle (TÜRKLER) çarpýþmadýkça, kýyamet kopmýyacaktýr!"
Buradaki kýyamet sözü, ahiretteki kýyamet deðildir. Her þeyin kökünden deðiþmesidir.
Gerçekten de 750 yýlýnda Araplar TALAS Savaþý'nda TÜRKLER ile çarpýþmýþlar, onlarý yenmiþler; ama bu savaþtan sonra kitle halinde müslüman olan TÜRKÝ HALKLAR, ÝSLAM DEVLETÝ'nin hâkim unsuru haline gelmiþlerdir. Arab'a dayalý her þey, kökünden deðiþmiþtir.
Bir diðer hadis þöyle:
- "TÜRKLER size dokunmadýkça, siz de onlara dokunmayýnýz. Zira KANTURA OÐULLARI, ALLAH'ýn (ilk önce) ümmetime (Araplara) verdiði saltanatý, (onlarýn elinden) çekip alacaklardýr." (21)
Bu hadis Peygamberimizden 1500 yýl önce inmiþ olan TEVRAT'ta yer alan ve 2500 yýl önceki Hz. ÝBRAHÝM'e ALLAH'ýn vaadi olan:
- "Seni BÜYÜK MÝLLET edeceðim. Seni mubarek kýlanlarý mubarek kýlacaðým, sana lanet edene lanet edeceðim"
ifadesinin tam teyididir!...
Araplar bu nasihate uymamýþlar, TÜRKLER'ien üstüne yürümüþler, onlarý yenmiþler, ancak sonunda saltanatý TÜRKLER'e devretmek durumunda kalmýþlardýr.
Ama en dikkat çekici hadis, aþaðýdakidir...
Hz. MUHAMMED'e sorarlar:
- "MEVALÝ nedir ya RESULULLAH?.."
- "Onlar sizin azadlýlarýnýzdýr. Yani FARÝS yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, þöyle diyecekler:
- Ey Araplar!..Siz fazla taassuba kaçtýnýz. Siz bunlara gereði gibi hak tanýmazsýnýz. Sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktýr!"
Bu hadisteki MEVALÝ, ARAP OLMAYAN'dýr...FARÝS, ÝRAN'dýr...FARÝS YÖNÜ, HORASAN'dýr...GELEN KAVÝM ise, TÜRKLER'dir!..Çünkü dünyada TÜRKLER'den baþka KÖLELÝKTEN YÜKSELÝP te HÜKÜMDAR OLAN bir MÝLLET yoktur!.. Þu halde TÜRKLER, NUH TUFANI'ndan beri var olan, ilk devleti kuran, dünyanýn en eski dilini kullanan; ve hem TEVRAT'ta, hem de KUR'AN'da övülmüþ, DÜNYANIN DÖRT BÝR YANINA YAYILMIÞ bir MÝLLET'tir
--------------------------------------------------------
OÐUZ HAN Kimdir Büyük Tarihçi Dr. Rýza Nur da OÐUZ HAN konusunda ayný tesbiti yapar ve TEVRAT'ta geçen YAFES'in soyundan MOÐOL'un oðlu OÐUZ HAN'ýn HZ. ÝBRAHÝM zamanýnda (M.Ö.1800'ler) yaþamýþ olduðunu belirtir. Kaynak olarak ta Oðuzname'yi, Tarih-i Cihanküþa'yý ve Cami-üt Tevarih'i gösteri
DÜNYA MEDENÝYETÝNDE TÜRKLERÝN PAYI
OÐUZ HAN KÝM? Tarih ilminin bir bilmece gibi parçalarýn bir araya getirilmesi olduðunu bilmeyen bazý taklitçiler, OÐUZ HAN'ýn TEOMAN(M.Ö.244-209) veya METE (M.Ö.209-174) olduðunu öne sürerler. Ýyi ki kalkýp CENGÝZ HAN (M.S.1162-1227) dememiþler!.. Bizce OÐUZ HAN çok daha eskilerde yaþamýþtýr.
Aslýnda SÜMERLER'den beri yazý kullanan TÜRKLER'in kendi tarihlerine fazla ilgi göstermemesi, tarihlerinin daha çok Çinliler, Yunanlar ve Ýranlýlar tarafýndan yazýlmýþ olmasý, bu karýþýklýklarý doðurmuþtur. Bir çok TÜRK boyunun adý maalesef YUAN-YUANLAR gibi Çince adlarý ile anýlmaktadýr. Ayný þekilde Yunan tarihçiler TÜRKLER'e HEFTALÝT demekte, büyük TÜRK hakaný ALP ERTUNGA Ýranlý tarihçiler tarafýndan EFRASYAB diye anýlmaktadýr.
Büyük Tarihçi Dr. Rýza Nur da OÐUZ HAN konusunda ayný tesbiti yapar ve TEVRAT'ta geçen YAFES'in soyundan MOÐOL'un oðlu OÐUZ HAN'ýn HZ. ÝBRAHÝM zamanýnda (M.Ö.1800'ler) yaþamýþ olduðunu belirtir. Kaynak olarak ta Oðuzname'yi, Tarih-i Cihanküþa'yý ve Cami-üt Tevarih'i gösterir.
Taberi þöyle diyor:
- "TÜRK, HAZAR ve baþka Arap olmayan kavimlerden yetiþen hükümdarlarýn hepsi de YAFES oðullarýndan gelmiþtir. Ýranlýlarýn son hükümdarý Yezdicerd de dahil, bütün Fars hükümdarlarý da YAFES'in torunlarýndan Kiyumers'in soyundandýr." (sf. 270)
Bu duruma göre bütün Ýran hükümdarlarý ya TÜRK, ya da TÜRKLER ile yakýn akraba olmaktadýr. Bu husus kolay kabul edilebilir. Çünkü ÞAH ÝSMAÝL'den sonraki bütün Ýran þahlarý, son ikisi hariç, TÜRK'tür. Öncekilerin de TÜRK kökenli olmasý, hiç þaþýrtýcý gelmiyecektir. Ayýrýmcýlýk güden Kürtler ise, Farslar yolu ile Ari ýrka baðlansa dahi, TÜRKLER ile akrabadýrlar ve TÜRKLER tarafýndan idare edilmiþlerdir. Bu gerçek en az 1000 yýllýk bir tarih kitabýnda, TABERÝ'de yer almýþtýr.
Esas enteresan kýsým, bundan sonra gelmektedir. Taberi çeþitli rivayetleri birleþtirerek FERÝDUN hakkýnda þunlarý anlatmaktadýr:
- "Feridun mazlumlarýn haklarýný korudu, halka TANRI'ya ibadeti, adaleti ve insaf ile iþ görmeyi ve iyilikte bulunmayý emretti...ÜÇ OÐLU VARDI..SERM, TUC ve ÝREC.. FERÝDUN MEMLEKETÝNÝ ONLAR ARASINDA BÖLDÜ. BUNU YAPARKEN HÝSSELERÝ OKLAR ÜZERÝNE YAZDI. OÐULLARINDAN HER BÝRÝNE BU OKLARDAN BÝRÝNÝ ALMALARINI EMRETTÝ. SERM'E RUM VE BATI ÜLKELERÝ; TUC'A TÜRK VE ÇÝN ÜLKELERÝ; ÝREC'E DE IRAK VE HÝNT ÜLKELERÝ ÝSABET ETTÝ!.." (sf. 280)
Bu hikaye bizim hiç te yabancýmýz deðildir. Sadece sayý 3 deðil de 6'dýr ve okun yanýsýra bir de yay vardýr. VE OÐUZ HAN ÜLKESÝNÝ 6 OÐLU ARASINDA BÖYLECE PAY EDER!.. ÖYLEYSE, tarihçilerimizin bir türlü bulamayýp ta, Mete'de karar kýldýklarý OÐUZ HAN, bütün eski efsanelerde yer alan hükümdar FERÝDUN'DAN BAÞKASI DEÐÝLDÝR!..
Kürt ayýrýmcýlarýn ÂDEM'den Milad'a kadar ne kadar devlet varsa onlarla birlikte CEMÞÝD ve FERÝDUN'u kendilerine mal etmeleri kadar anlamsýz bir þey olamaz. Bu iddia doðru olsaydý, bir imparator olan FERÝDUN'un dünyayý oðullarý arasýnda bölmesinden sonra Asya ve Avrupa'da pek çok Kürt devleti ortaya çýkmasý gerekirdi. Halbuki ne o zaman vardýr, ne de (kendilerinin de kabul ettikleri gibi) son 2500 yýl içinde Kürtler bir devlet kurabilmiþlerdir.
Halbuki OÐUZ HAN soyundan gelen TÜRKLER için durum farklýdýr. Hemen her nesilde yeni bir devlet kurulmuþ ve TÜRKLER TARÝH SAHNESÝNE ÇIKTIKLARI ÝLK GÜNDEN BERÝ HÝÇ BÝR ZAMAN DEVLETSÝZ KALMAMIÞLARDIR!.. SÜMERLER'DEN BUGÜNE 200'DEN FAZLA TÜRK DEVLETÝ GELÝP GEÇMÝÞTÝR. BUNLARIN EN KÜÇÜÐÜ BÝLE, ÞÝMDÝKÝ BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLER ÜYESÝ 100 DEVLETTEN DAHA UZUN ÖMÜRLÜDÜR, 50 DEVLETTEN DAHA BÜYÜKTÜR. BU ÝNANILMAZ ÖZELLÝK DÜNYADA SADECE TÜRK MÝLLETÝNE MAHSUSTUR.
FERÝDUN'un TÜRKLER'in atasý OÐUZ HAN olduðunun bir baþka delilini de Ýran kökenli Taberi þöyle vermektedir:
- "Rivayete göre TUC ile SERM, ÝREC'i kýskandýklarýndan üzerine atýlýp onu öldürdüler. TUC kardeþine uçlarý ilmikli bir ip uzattý. SERM, ÝREC'i bu iple boðdu. BUNDAN DOLAYI TÜRKLER ÝLMÝKLÝ ÝP KULLANIRLAR!.." (sf. 283)
Yani FERÝDUN'un oðullarý arasýnda meydana gelen bir olayýn TÜRKLER'de TÖRE olarak benimsenecek kadar önemi var!.. Ve bu töre 1600'lerin padiþahý GENÇ OSMAN'ýn, Sultan MUSTAFA'nýn idamýnda dahi uygulanmýþtýr. Bundan büyük delil olur mu?..
Ayný sayfalarda Taberi, bundan en az 1300 yýl öncesine, Hz. ÖMER'in oðlu Abdullah'a ait bir KÜRT tanýmýna da yer vermiþ:
- "KÜRTLER, FARSLARIN GÖÇEBE ARAPLARIDIR... Onlardan biri Nemrud'a, ÝBRAHÝM'i ateþte yakmasýný tavsiye etmiþtir." (sf. 323)
Bu da bizim baþtan beri söylediðimiz bir gerçeði, KÜRT adýnýn "göçebelere verilen bir sýfat"tan baþka bir þey olmadýðýný, bir millet ve ýrký belirtmediðini ortaya koymaktadýr.
Taberi FERÝDUN'dan sonraki Ýran bölgesi hükümdarý Lehrasp'ýn TÜRKLER'le Ýrec'in intikamýný almak için savaþtýðýný söylüyor. Ýlerde göreceðimiz gibi Firdevsi de TÜRKLER ile Farslar arasýndaki savaþlarýn temelini ÝREC'in öcünün alýnmasýna baðlar. Ancak bunlar bizim fikirlerimizi destekler. TÜRKLER'in bölgeye öyle Malazgirt Savaþý ile gelmediklerini, ta Hz. ÝBRAHÝM döneminde dahi bölgede hem de adýyla sanýyla varolduðunu gösterir. SÜMERLER'in TÜRK olduðunu kabul etmiyenler için bile, bu tarih M.Ö. 1800'lere gider!..
Kaldý ki, Taberi þu ifadesi ile her türlü kuþkuyu da siler:
- "ÝBRAHÝM'in evlatlarýndan bir kýsmý HORASAN'a indi. HAZERLER onlarýn yanýna gelerek, "Size bu hayýrlý isimleri öðreten kimse, yeryüzünün hükümdarý olmalýdýr," dediler ve hükümdarlarýna HAKAN ünvanýný verdiler." (sf. 429)
Dünyada hükümdarýna HAKAN diyen bir tek millet vardýr: TÜRKLER!..
FERÝDUN'un OÐUZ HAN olmasý ile Kürtler de benliklerine kavuþurlar. Çünkü ANADOLU'daki TÜRK kökenli olup ta "Kürt" sanýlan aþiretler OÐUZ HAN soyundan BEÇENE ve BÖÐDÜZ'e baðlýdýrlar
|